04 Ekim 2024 Cuma
Kaman Belediye Başkanı Emre Demirci, Kırşehir’de önemli ziyaretler gerçekleştirdi. Başkan Demirci, çeşitli projeler hakkında bilgi almak ve işbirliklerini güçlendirmek amacıyla Kırşehir’deki yetkililerle bir araya geldi.
Ziyaret sırasında Kaman’ın kalkınması için yapılacak olan ortak çalışmaların önemine vurgu yapan Başkan Demirci, bölgedeki ihtiyaçlara yönelik çözümler üretmek adına istişarelerde bulundu.
Bu ziyaretin, Kaman ve Kırşehir arasındaki ilişkiyi güçlendireceğine inandığını belirten Demirci, işbirliklerinin artarak devam etmesini temenni etti.
Kırşehir halkının ihtiyaçlarına duyarlı bir yaklaşım sergileyen Başkan Demirci, yapılan görüşmelerin olumlu sonuçlar doğuracağına ve Kaman’ın gelişimine katkı sağlayacağına inandığını dile getirdi.
Ziyaretlerin ardından Başkan Demirci, Kırşehir’e gösterilen misafirperverlik için teşekkür etti.
Kaman’da bu yıl 33.’sü düzenlenecek olan Ceviz Kültür ve Sanat Festivali, zengin etkinlik programıyla bölge halkını bir araya getirmeye hazırlanıyor. Festival kapsamında gerçekleştirilecek ceviz temalı yarışmalar için başvurular sona erdi.
Yarışmaların heyecan dolu takvimi ise şu şekilde belirlendi:
Kaman’ın yerel lezzetlerini ve kültürel değerlerini ön plana çıkaracak olan bu etkinlikler, hem katılımcılar hem de ziyaretçiler için unutulmaz anlara ev sahipliği yapacak. Tüm ceviz severleri ve sanat tutkunlarını bu özel festivale davet ediyoruz. Festivalde buluşmak dileğiyle!
Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam, Türkiye Buluşmaları Kapsamında İlçemizi Ziyaret Etti
MKYK üyesi Lütfiye Selva Çam, Türkiye Buluşmaları kapsamında ilçemizi ziyaret etti.
Program çerçevesinde AK Parti Kaman İlçe Başkanlığı binasında yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları ve halkla bir araya gelen Çam, çeşitli konular hakkında görüş alışverişinde bulundu.
Ziyaretinde belediye başkanıyla bir araya gelen Çam, ilçenin gelişimi ve ihtiyaçları hakkında bilgi aldı. Ardından düzenlenen halk toplantısında, vatandaşların taleplerini dinleyerek, çözüm önerileri üzerinde durdu.
Çam, yaptığı konuşmada, “İlçemizin potansiyelini artırmak için birlikte çalışmalıyız. Herkesin görüşü bizim için önemli. Amacımız, daha yaşanabilir bir Türkiye yaratmak” dedi.
Ziyaret, katılımcıların yoğun ilgisiyle geçti ve ilçe halkı tarafından memnuniyetle karşılandı. Lütfiye Selva Çam, program sonunda yerel basın mensuplarıyla da bir araya gelerek, gündemdeki konulara dair soruları yanıtladı.
Bu tür buluşmaların devam edeceğini belirten Çam, ilçemizdeki projelerin desteklenmesi konusunda kararlılığını vurguladı.
Kaman Televizyonu olarak, iş dünyasında önemli bir gelişmeyi sizlerle paylaşıyoruz. Türk iş insanı Çetin Ay, Avrupa İşletmelerin Uluslararasılaştırılmasını Teşvik Kuruluşu (EUPIC) tarafından Türkiye’nin onursal elçisi olarak atandı. Bu görev, Türkiye ile Avrupa arasındaki ticari ilişkilerin gelişiminde önemli bir rol oynayacak. EUPIC Foundation Başkanı Markus Jeger’in katılımıyla gerçekleştirilen törende, Ay’ın iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğine yaptığı katkılar vurgulandı. Çetin Ay, Türkiye’nin uluslararası ticaretteki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.
Bu atama, Türkiye’nin küresel ticaret ağındaki yerini pekiştirecek ve daha geniş iş fırsatlarının kapısını aralayacak nitelikte. Çetin Ay’ın liderliğinde, Türk ve Avrupalı işletmelerin daha yakın ilişkiler kurması ve ticaret hacminin artırılması hedefleniyor.
Peki Çetin Ay Kimdir?
Kırşehirli Çetin Ay, Almanya’da yaşayan ve iş dünyasında başarılı bir kariyere sahip olan Türk kökenli bir iş insanıdır. Almanya’da özellikle inşaat sektörü başta olmak üzere çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren Ay, Türkiye ile Avrupa arasındaki ticari ilişkileri güçlendirme yönünde önemli adımlar atmıştır. Son olarak, Avrupa İşletmelerin Uluslararasılaştırılmasını Teşvik Kuruluşu (EUPIC) tarafından Türkiye’nin onursal elçisi olarak atanmıştır. Bu göreviyle Türkiye’nin uluslararası alandaki ticari ve ekonomik ilişkilerini geliştirmeye katkı sağlamaktadır.
Çocuklar, her toplumun en masum, en savunmasız varlıklarıdır. Onların gülüşleri, hayatın en saf ve temiz yönünü yansıtır. Ancak son yıllarda artan çocuk tacizleri ve cinayetleri, hepimizin yüreğine kor bir acı düşürüyor. Bu trajediler yalnızca bireysel dramlar değil, toplumsal bir yara olarak karşımızda duruyor. Her bir kayıp, insanlık adına bir utanç vesikasıdır.
Peki, bu vahim olaylar neden artıyor? Neden çocuklarımız, en güvende olmaları gereken yerlerde, bazen evlerinde, bazen sokakta, en yakınları tarafından bile tehlike altında kalıyorlar?
Toplumsal Sorumluluk ve Bilinç Eksikliği
Çocuk tacizleri ve cinayetlerinin altında yatan temel sorunlardan biri, toplumdaki ahlaki ve hukuki boşluklardır. Bu olayların faillerine bakıldığında, çoğu zaman çocukların yakın çevrelerinden, güven duydukları kişiler tarafından hedef alındıkları görülüyor. Aile içi şiddet ve istismar vakaları, maalesef en korunaklı olması gereken alanlarda dahi gerçekleşiyor. Bu noktada, eğitim ve toplumsal bilinçlenme eksikliği devreye giriyor.
Aileler, çocuklarını nasıl koruyacaklarını bilmeli, çocuklar ise tehlike anında ne yapmaları gerektiği konusunda bilinçlendirilmeli. Okullarda verilen cinsel eğitim, sadece biyolojik değil, aynı zamanda çocukların kendi sınırlarını nasıl koruyacaklarını öğretmeye yönelik olmalı. Bu eğitimler, çocukları bilinçlendirirken, aynı zamanda istismarcıları caydırıcı bir rol oynar. Çünkü istismarcılar, genellikle savunmasız ve bilgisiz kurbanları hedef alırlar.
Adaletin Yetersizliği ve Cezaların Caydırıcılığı
Bir başka acı gerçek ise, çocuk tacizi ve cinayetlerine yönelik cezaların yetersizliği ve adalet sistemindeki boşluklardır. Birçok taciz vakasında, failler ya yeterli cezayı almıyor ya da cezalarını kısa sürede tamamlayarak tekrar toplum içine karışıyorlar. Bu durum, mağdurlarda derin yaralar açarken, toplumda da adalete olan güveni zedeliyor. Çocuklara yönelik suçların cezalarının daha caydırıcı ve ağır olması gerektiği apaçık ortada.
Yargı sürecinde çocuk mağdurların travmalarını daha da derinleştiren yöntemlerden kaçınılması gerekiyor. Mağdur çocukların ifadelerinin alındığı ortamlar, uzman psikologlar eşliğinde, güvenli ve travmatize edici olmayan koşullarda gerçekleştirilmeli. Çocuklar, ikinci kez mağdur edilmemelidir.
Toplumun Gözü Kulağı Olmak
Taciz ve cinayet olayları ne yazık ki yalnızca haber bültenlerinden ibaret olmamalıdır. Her bir olay, hepimizin sorumluluğunda olan bir alarmdır. Çocuklarımıza daha güvenli bir gelecek sağlamak için ailelerin, eğitimcilerin, yetkililerin ve bireylerin elini taşın altına koyması şart. Mahallemizde, okulda, yakın çevremizde bir çocuk tehlike altındaysa, susmak değil, harekete geçmek gereklidir.
Her çocuk, güven içinde büyümeyi, korunmayı ve sevilmeyi hak eder. Eğer bir toplum, en savunmasız üyelerini, yani çocuklarını koruyamıyorsa, o toplumun geleceği karanlıktır. Suçlulara göz yummak, geleceğimizi tehlikeye atmaktır.
Sonuç: Sessiz Kalmamak Gerek
Bu çocuk tacizleri ve cinayetlerinin durması için toplumun her kesimi harekete geçmeli. Adalet sistemi, çocukları koruyacak şekilde yapılandırılmalı, eğitim programları toplumsal bilinci artırmalı ve bireyler, çevrelerindeki tehlikelere karşı daha duyarlı olmalı. Unutmayalım ki her çocuğun gülüşü, geleceğe atılmış bir umut ışığıdır. O ışığın sönmesine izin vermemek, hepimizin en büyük sorumluluğudur.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.